ODA BAŞKANIMIZIN 43. DÖNEM 3. BÖLGELERARASI TOPLANTISI KONUŞMASI


Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetinin Değerli Başkanı ve üyeleri,
Türk Eczacıları Birliği Denetleme Kurulunun Değerli Başkanı ve üyeleri,
Türk Eczacıları Birliği Haysiyet Kurulunun Değerli Başkanı ve üyeleri,
Muğla Eczacı Odamızın değerli Başkanı ve yöneticileri,
Eczacı Odalarımızın değerli Başkanları ve yöneticileri,
Çok değerli meslektaşlarım, hepinizi şahsım ve Hatay Eczacı Odası adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
Değerli meslektaşlarım,
İlk sözüm şu olacak; “ACIMIZ ÇOK BÜYÜK“
Acımız o kadar büyük ki tarifi mümkün değil. Kelimeler ile ifade edemiyorum, zaman zaman boğazım düğümleniyor, hıçkırıklara boğuluyorum. Hiç düşünemezdim herhalde, Hatay Eczacı Odası Başkanı olarak sizlerin karşısında ilk kez kürsü aldığım konuşmama bu sözlerle başlayacağım hiç aklıma gelmezdi.
Çok değil, tam beş buçuk ay önce ülke olarak büyük bir üzüntüyü birlikte yaşadık. 06.Şubat.2023 günü sabaha karşı saat 04:17 de Hatay büyük bir deprem felaketi yaşarken, güzel ülkemin güneyi de aynı kaderi paylaştı. Acı ve hüzün tüm ülkemizin ortak duyguları oldu. Ekrana yansıyan görselleri sizlere sunarken deprem sonrası Hatay’ı göremeyenlere yaşadığımız olayın vahametini, içinde bulunduğumuz koşulları bir nebze olsun sizlere tasvir etmek istiyorum. Yaşadıklarımızı size anlatmaya çalışırken halkımızın ve meslektaşlarımızın içinde bulunduğu son durumu da sizlere arz etmeye çalışacağım. Çünkü acıların paylaştıkça azalacağını düşünüyorum. Size 2 kısa video görseli hazırladık değerli meslektaşlarım. Hatay’ın deprem öncesi ve sonrasını aktarmaya çalışacağım.


Hatay, tarihi, kültürü ve medeniyetleri ile kadim, mistik, otantik bir şehir. Kuruluşu M.Ö. 300 yıllarına dayanıyor. Roma İmparatorluğunun en önemli 3 kentinden biri. Dünyada da Roma, İstanbul, İskenderiye ile beraber en önemli 4. şehir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Türklerin eline geçtikten sonra Anadolu’nun Ortadoğu’ya açılan kapısı, 1.Dünya Savaşı sonrası 20 yıl Fransızların işgali altında kalmış, Mustafa Kemal Atatürk’ün gözbebeği, Türkiye’min güvenlik noktası olan şehir. Maalesef bizler için bu kadar önemli olan bir şehir 06.Şubat.2023 sabahı çok büyük bir yıkıma uğrarken, şehrimizdeki tarihi yapılarda bu depremin şiddetine maruz kaldı. Sizlere bazı değerlerimizin son durumunu göstermek istiyorum.


Hatay deprem sabahı on binlerce canı toprağa verdi. Bizler çok büyük kayıplar yaşadık. Anne, babalarımızı, kardeşlerimizi, kuzenlerimizi, akrabalarımızı, eşlerimizi, dostlarımızı, en yakın arkadaşlarımızı, çocukluğumuzu, gençliğimizi, hatıralarımızı ve şehrimizi kaybettik. Hataylı olup depremden maddi, manevi zarar görmeyen tek bir vatandaşımız kalmadı. Depremden etkilenen bölgede 47 Eczacı, Hatay ilimizde de 17 si üyemiz olmak üzere 19 Eczacı maalesef hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza, meslektaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet olsun…
 
 
Bu depremi uzmanlar, bilim insanları “asrın felaketi” diye tanımlarken, ben de uyanık iken yakalanmış biri olarak yaşananları deprem değil, ötesi bir kıyamet alameti şeklinde yorumlasam az bile söylemiş olabilirim. Söylenecek, anlatılacak çok şey var. Yaşadıklarımız tam bir felaketti, deprem anında gökyüzünde aydınlanmaların olduğu, yer altından gelen inanılmaz yüksek sesli bir gürültü ile yer üstünde yıkımların oluşturduğu korkutucu yüksek sesli bir gürültü, elektriğin kesilmesi ile şehrin zifiri karanlığa gömülmesi, soğuk ve çok şiddetli sağanak yağmurun devam ettiğini vurgularsam, enkazların altından duyulan insanların çığlık seslerini ifade edersem belki o anları sizlere tasvir etmiş olabilirim. Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Binlerce bina ilk deprem anında yıkıldı, sonrasında da on binlerce bina yıkım aşamasına geldi. Halen yıkım ve enkaz kaldırma süreci devam ediyor.


Her ne kadar bilim insanları depremin 06.02.2023 sabah 04:17 de 7.7 ve yine aynı gün 13:24 te 7.6 şiddet derecesini tespit etmiş olsalar da, bizlerin hissiyatı çok daha fazla idi. 20.02.2023 tarihinde akşam 20:04 te 6.4 ve 20:07 de 5.8 şiddeti ile iki deprem daha arka arkaya yaşanınca Hatay’da yıkım ve can kaybı da fazlasıyla arttı. Özellikle ilk yaşanan büyük depremin yaklaşık yüz saniye sürmesi yıkımın ve can kaybının artmasında en büyük faktördü bence. Tabi Hatay’ın Amik Ovası ve deniz kıyısı üzerine kurulu bir vilayet olması sebebiyle yumuşak zeminin etkisi de bir diğer baş faktördü.


Değerli meslektaşlarım, düşünmenizi, hayal etmenizi istiyorum. Bir şehrin tamamen yıkıldığını, bir tane bile yaşanılacak konut kalmadığını, bir tane bile işyeri, dükkân olmadığını, bir tane manav, market, fırın kalmadığını, paranız olsa bile su, ekmek alamayacak duruma düştüğünüzü, ısınmak için arabalara sığındığınızı, ancak aracınızda akaryakıtın gittikçe azaldığını ve yerine yeni akaryakıt temin edecek bir nokta olmadığını hayal edin. Düşünün değerli meslektaşlarım, 40 yıl boyunca yaşadığınız şehrin, geçtiğiniz sokakların, doğduğunuz evin, okuduğunuz okulların, ilkokul, lise anılarınızın, çocukken anne ve babanızın elinden tutarak yürüdüğünüz yolların, hepsinin ama hepsinin yok olduğunu bir düşünün. Her şeyden önemlisi tüm ailenizin, beraber yemeğe, içmeye gittiğiniz arkadaşlarınızın, dostlarınızın, hepsinin sadece iki dakika içerisinde vefat ettiğini, bu hayatta kalmadığını düşünün. İşte bunları sizlere anlatırken Hatay halkının ve meslektaşlarımızın neler yaşadığını sizlerle paylaşmaya çalıştım.
Bu benzetmeleri fazlasıyla arttırabilirim. İşte Hatay böylesi olağanüstü günler yaşarken, devletimiz bile henüz yetişememişken hemen depremin akabinde Hatay’da Türk Eczacıları Birliği vardı, Eczacı Odalarımız vardı, Kooperatiflerimiz vardı, Eczacı vardı. 07.Şubat.2023 sabahı benim Birliğim, meslektaşlarım, ikinci ailem dediğim insanlar oradaydı. Birçoğunuz belki duymuştur, belki sosyal medyada görmüşsünüzdür, benim de çok yakınlarımı, anne ve babamı, kız kardeşimi kaybettiğimi biliyorsunuzdur. Ben de ailemden 40 kişiye yakın canı toprağa verdim.
Böylesi bir dram ve trajedi yaşanırken, sizleri orada gördüğüm zaman içerisinde, benim yaşadığım duygusal dalgalanmaları anlatmak oldukça güç. Sadece şunu bastırarak vurgulamak istiyorum. İYİ Kİ ECZACIYIM, İYİ Kİ ECZACI OLMUŞUM…



Depremin ilk gününden itibaren Türk Eczacıları Birliğimiz, Eczacı Odalarımız, Kooperatiflerimiz, ülkemizin her köşesinden tüm meslektaşlarım bence müthiş, unutulmayacak bir organizasyona imza attılar. Depremin hemen ertesi günü sahra eczaneleri kurulmaya başlanmıştı bile. Birliğimizin büyük özveriyle çalışması sonucu, benim de daha sonra öğrendiğim, Kızılay’dan satın alınan meşhur çadırlar şehrimize gelmişti. İlimizde başlangıçta Türk Eczacıları Birliği katkılarıyla 7 noktada sahra eczaneleri açılırken, Kocaeli Eczacı Odamızda farklı bir çadır kentte bir sahra Eczanesi açtı. Tabi burada en büyük emek sizlerindi. El birliğiyle, Birliğimizin, odalarımızın, kooperatiflerimizin, ülkemizin dört bir yanından Eczacıların bağışlarıyla kalkınan sahra eczaneleri yaklaşık üç ay boyunca ilaç ve ilaç dışı ürünleri, medikal malzemeleri, günlük temizlik ve hijyen setlerini halkımıza ücretsiz sundu.
Bununla beraber Türk Eczacıları Birliğimizin bölgemizde görev taksimi dağıtımı esasıyla, bu sahra eczanelerinde gönüllü Eczacıların odalarımızca organize edilmesi, gönüllü Eczacı meslektaşlarımın ekipler halinde gelip, ısınma, barınma, beslenme ve temizlik şartlarının yeterli olmadığı zor yaşam koşullarında sahra eczanelerinde hizmet vermesi yadsınamayacak bir operasyondu. Bu yapılan hizmet göz ardı edilemeyecek, sıradanlaştırılamayacak kadar çok değerliydi.
Bu bağlamda Hatay’a yardıma koşan Türk Eczacıları Birliği merkez heyetine, Birliğimizin tüm organlarına, tüm Eczacı Odalarımızın başkanlarına ve yöneticilerine, Ecza kooperatifleri başkan ve yöneticilerine, ülkemizin dört bir yanından gelen tüm meslektaşlarıma, sahra eczanelerinde çalışan tüm gönüllü Eczacılarımıza, Birliğimizde, odalarımızda, kooperatiflerimizde çalışan tüm personellere, büyük Eczacı camiasının meslek paydaşlarına yürekten, gönülden teşekkür ederim.
Değerli meslektaşlarım;
Deprem 11 ilimizi etkilerken Hatay’a gelmeyen, yardıma koşmayan Eczacı Odamız kalmadı, Hatay’a 54 Eczacı Odası da bir şekilde el uzattı. Hepinize, ama hepinize tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Teşekkürlerim o kadar çok ki sizler olmasaydınız bizler bu yükün altından kalkamazdık.
 
Değerli meslektaşlarım;
Bizler bu kadar büyük acı yaşarken Türk Eczacıları Birliği Yardımlaşma Sandığı ve TEB + Sigorta teşekküllerimize ayrıca değinmek istiyorum.
Yaklaşık yirmi yıldır Odamız bünyesinde birçok organda, birçok görev üstlendim. Türk Eczacıları Birliği 42.Dönem Merkez Heyetinde Denetleme Kurulu üyeliği görevinde bulundum. Her zaman, birçok platformda meslektaşlarıma ifade ettiğim şey şuydu, Yardımlaşma Sandığının değerini bilin. Bazı üyelerimizin açtığı dava sonucu maalesef 23.05.2016 dan itibaren sandığa üyelik mecburiyeti kalktı. Bu sandığın değerini bilmek için illa ki yönetici mi olmak gerek ? Biz yöneticiler meslektaşlarımıza Yardımlaşma Sandığına üye olmanın kıymetini dilimiz döndüğünce anlatmalıyız. Lütfen yardımlaşma sandığını küçümsemeyelim, “ senelerdir para ödüyorum, ne hayrı var ki “ gibi bir yaklaşım son derece yanlış. Allah göstermesin, bir gün zor duruma düşersiniz, çocuğunuza burs verir bu sandık, bir gün kaza geçirirsiniz, yardımınıza koşar bu sandık. Allah hiçbirinize yaşatmasın, benim gibi 25 sene sonra Eczanenizi kaybedersiniz, size can suyu olur bu sandık. Allah geçinden versin, bir gün hepimiz öleceğiz, yakınlarımıza vefat yardımı yapacak bu sandık. Bakınız; Hatay’ın ve güney Anadolu’nun yaşamış olduğu büyük deprem felaketi sonrası en büyük yıkım, en büyük hasar Hatay’da oldu. Yardımlaşma Sandığımız, Merkez Heyetimizin de almış olduğu karar doğrultusunda yıkık ve ağır hasarlı Eczanelerimize 250 şer bin Türk Lirası, orta hasarlı Eczanelerimize 125 er bin Türk Lirası yardımda bulundu. Bu durumdan Hatay’da 287 Eczanemiz faydalandı. Toplamda tüm deprem bölgesine 137 milyon Türk Lirası yardımlaşma sandığımız tarafından aktarılmış. Bu durumunun değerinin farkında olmak gerek.
Yaşadığımız bu zorlu süreçte TEB + Sigorta şirketimizde deprem bölgesine 47 milyon Türk Lirası aktarmış. Bunun yanında Merkez Heyetimizin tüm ülkemizin katkısına sunduğu yardım kampanyası da bizlere nefes suyu oldu. Birliğimizin deprem bölgelerine SGK sözleşmelerini ücretsiz sunması bile bizlere katkı oldu. Bunları sizlere anlatmamın sebebi, Birliğimizin ve birlik olmamızın kıymetini vurgulamak değerli meslektaşlarım.


Değerli meslektaşlarım, Hatay 06.Şubat sabahı bu kadar büyük bir felakete uğrarken beni de derinden üzen diğer bir durum Eczanelerimiz artık yoktu. Sizlere bu durumu bazı rakamsal istatistiklerle arz etmeye çalışacağım. Deprem öncesi tüm Hatay’da 608 Eczanemiz varken, bugün itibariyle 478 Eczanemiz halkımıza hizmet vermekte. Özellikle Antakya ve Defne merkez ilçelerimize dikkatinizi çekmek isterim. Deprem öncesi merkez ilçelerimizde 219 Eczane hizmet vermekte iken, bugün 107 Eczane merkez ilçelerimizde faal durumda. Ve bu 107 Eczanenin 85 i konteyner içerisinde geçici hizmet noktasıyla halkımızın ihtiyacını karşılama çabası içerisinde. Depremin üzerinden bugün itibariyle beş aydan fazla bir süre geçmesine rağmen 112 Eczane merkez ilçelerimizde halen aktif duruma henüz geçemedi. Depremden sonraki ilk üç ay boyunca bölgedeki Eczacılarımız için her platformda, sesimizi mücbir sebep tespiti için duyurmaya çalıştık. Ve en sonunda benim de içinde bulunduğum heyet ile TİTCK Başkanlığında 27.04.2023 günü bu hususta Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile Birliğimiz arasında yapılan müzakereler tutanak altına alındı. Mücbir Sebep tespiti bizler için çok önemliydi. Çünkü Hatay tüm ilçeleri ile deprem öncesi nüfusu 2 milyona yakın bir vilayetti. Özellikle Antakya ve Defne merkez ilçelerimiz en büyük kaybı verdi ve nüfusu deprem öncesi 1 milyona dayanan bu iki merkez ilçemiz bugün 150 bin insanın yaşadığı bir şehre dönüştü. Değerli meslektaşlarım size sunmuş olduğum rakamsal verilerde de olduğu gibi, Sağlık Bakanlığının veya mesleğimizle ilgili başka paydaşların endişelenmesi gereken bir durumun olmadığı açıkça görülüyor. Çünkü bir şehri terk edip, başka bir lokasyonda yeni bir iş, yeni bir hayat kurmak gerçekten hem maddi, hem manevi anlamda çok zor. Toplam yedi ilçemiz mücbir hal kapsamına alındı, Antakya, Defne, İskenderun, Kırıkhan, Samandağ, Arsuz ve Hassa ilçelerimizde Eczacılık hizmeti vermek zor bir hal aldı.

 
 
Değerli meslektaşlarım;

Eczacı Odamızda depremde en büyük zararı gören yapılardan biri oldu. Bodrum katı ile toplam 5 katlı hizmet binamız bugün maalesef yok, çok yakın birkaç hafta öncesi enkazı bile kalmadı.
Böylesi büyük bir fecaat sonrası bölgedeki meslektaşlarım konteyner veya prefabrik yapılarda hizmet vermeye çalışırken, sorunlarımız devam ediyor. Elektrik, su, doğalgaz sorunları şehrin her noktasında var. Özellikle halen geçici hizmet noktasıyla dahi Eczanelerini hayat geçiremeyen meslektaşlarımız için nasıl nakil hususunda mücbir tespit edildiyse, TİTCK bu eczanelerin ruhsatının askıya alınması hususunda da esneklik göstermeli, meslek hayatımız boyunca 1 kere verilen ruhsatı askıya alma hakkı bizler için iki yıldan bağımsız bir yıl daha deprem bölgesinde ki meslektaşlarımıza tanınmalıdır. Ecza depoları deprem bölgesinde ki Eczanelerimize ek vade tanımalı, 45-60 gün vadeli ilaç ödeme şartları meslektaşlarımıza uygulanmamalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu ile 2023 yılı Ekim ayında Birliğimizce imzalanacak olan revize edilmiş protokolde deprem bölgesi sınırları içinde kalan Eczanelerimiz için kamu kurum iskonto oranları sıfıra indirgenmelidir. Deprem bölgesinde hizmet veren Eczanelerimiz için ayrı bir reçete hizmet bedeli belirlenmelidir.  Kamuda çalışan meslektaşlarımıza tayin olma noktasında Bakanlığımız yardımcı olmalı, Hatay’a yeni yapılan Devlet Hastanelerine atanma noktasında meslektaşlarımıza rekor sayıda kontenjan açılmalıdır. Hatay’da inşası devam eden yeni hastanelere atanacak Eczacıların depremzede olması hususunda Sağlık Bakanlığımız ihtimam göstermelidir. Deprem sürecinde yardımcı eczacılık yapmakta olan meslektaşlarımıza tekrar yerleştirme ve atanma durumları için özel imtiyazlar tanınmalıdır. Çok sayıda Hataylı olup, yeni mezun olan Eczacıların yardımcı eczacılık uygulamaları noktasında yerleşmelerinde özel statü tanımlanmalı, bu meslektaşlarımızın Hatay’da çalışabilmesi noktasında, cirodan kaynaklı yardımcı eczacı çalıştırma zorunluluğu olsun veya olmasın, çalıştırmak isteyen Eczane Eczacılarımıza özel kredi ve KOSGEB destekleri sağlanmalıdır.


Değerli meslektaşlarım;
Özellikle mücbir sebep tespit edilen ilçelerimizde yaşam koşulları çok ağır.  İlimizde onlarca konteyner kent kuruluyor. Barınma, yeme, içme, su sorunu yanında, bölgemizde okul ve eğitim sorunu da var. Bu kadar zor şartların var olduğu Hatay her anlamda özel afet bölgesi ilan edilmelidir. Doğal afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek ve bölge halkına destek olmak için hasar alan yerler 7269  sayılı kanun kapsamında afet bölgesi ilan edilmelidir. Bu bağlamda sağlık alanında hizmet veren bizlere de özel destek paketleri ile ekonomik katkılar, faizsiz krediler sağlanabilir.
 
Belki de son beş yüz yılın en büyük felaketini ülkemizde yaşarken birlik olmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladık. Az önce sizlere anlattığımın özetiydi bu. Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk “Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener” demiş. İşte biz Eczacılar da her zaman Birliğimizle ve Birlikte hareket edip yaşam mücadelemize devam etmeliyiz.
 
Değerli meslektaşlarım;
Hayat çok kısa, yaşam çok hızlı akıp gidiyor. Yaş ilerleyince bunun daha çok farkına varıyorsunuz. Çocukken ben bunu anlamazdım. Annem ve babam bunu çok sık dile getirirlerdi. Hayatta en değerli şeyin zaman olduğunu bir kez daha bu kürsüde vurgulasam yerinde olur sanırım. Çünkü yaşadığımız şu anın tekrarı yok. Yaşadığımız her anın kıymetini bilmek gerek ve şükretmek gerek. Örneğin ben ablamla 05.Şubat Pazar gününü, bütün günü beraber geçirdik, akşama kadar keyifle gezdik, ve birkaç saat sonra ablam vefat etti. Hayat ne kadar acımasız olsa da, birçok şeyimi, ailemi, işyerimi, evimi, yakınlarımı kaybetmiş olsam da yaşamak çok güzel, her şeye rağmen çok güzel. Allah bir daha hiç kimseye böylesi büyük bir felaket, acı yaşatmasın. En büyük ilacımız olan zamanla yaralarımızı el birliğiyle sarıp, yine ferah ve güleceğimiz sağlıklı günlerde Eczacılık için, topluma faydalı insanlar olabilmek için mücadeleye devam edeceğiz ve yaşama tutunacağız.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sağlıcakla kalın…

 

 Ecz.Reşat Menderes Akgöl
28.Bölge Hatay Eczacı Odası Başkanı
                                                                                                                                                                                        

20 Eylül 2023 - Okunma Sayısı : 279