TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ BAŞKANLIĞINA ODAMIZ TARAFINDAN GÖNDERİLEN YAZI
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
Sayın Başkan, Sayın Meslektaşlarım,
27-28-29 Kasım 2008 tarihlerinde Şanlıurfa?da tüm eczacı odalarımızın başkan ve yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşen Türk Eczacıları Birliği 36. Dönem Merkez Heyeti 2. Bölgelerarası Toplantısında, eczacılık mesleğinin sorunları ve bu sorunların halk sağlığına olumsuz yansımaları ile ilgili olarak bir eylem sürecinin başlatılması kararı alınmıştı.
Bu doğrultuda, gerekli çalışmalar başlatılarak 21 Aralık 2008 tarihinde Ankara?da 32 bin kişinin katılımı ile Türk Eczacılık Tarihinde önemli bir yer tutacak olan ?Büyük Eczacı Mitingi? gerçekleştirilmiştir.
18 Eylül 2009 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren İlaç Fiyat Kararnamesi değişikliği, Sağlık Uygulama Tebliği?nde değişiklik yapan Tebliğ ve Maliye Bakanlığının Tebliği ile eczacılık mesleği yeniden çıkmaza sürüklenmiş eylemlilik süreci zorunlu hale gelmiştir.
Muayene ücretlerinin tekrar eczanelerde tahsil edilmeye başlanması, bunlara emeklilerin de eklenmesi, 3 Kasım 2009 da olması beklenen yüksek fiyat düşüşleri ve buna bağlı yüksek ciro kayıpları, kârlılıkların düşmesi, tüm eczacı kamuoyu tarafından tepki ve yüksek sesle dile getirilmektedir.
Bu durumdan küçük ve büyük cirolu tüm eczanelerin etkileneceği çok açıktır.
Bugün var olan olumsuz koşullar Büyük Eczacı Mitingi öncesi günlere kıyasla çok daha kötüdür ve meslektaşlarımız var olma mücadelesi vermektedir.
Bütün bu gelişmelerle ilgili tespitlerimiz, mesleğimizi bekleyen tehditler, alınması gereken önlemler ve somut bir gelişme olmaması durumunda uygulanması gereken eylem planı ile ilgili önerilerimizi Hatay Eczacı Odası olarak Türk Eczacıları Birliği ve Tüm Eczacı Odalarıyla yazılı olarak paylaşmıştık.
07 Ekim 2009 tarihinde yapılan 13. Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısında Odamızın görüşlerini, hükümete önerilmesi gereken alternatif tasarruf tedbirlerini ve Başkanlar Danışma Kurulu toplantısından kademe kademe ilerleyen bir eylem planı ile çıkılması gerektiğini vurgulamıştık.
18 Eylül 2009 tarihinden bugüne kadar geçen bir aylık süre içerisinde hiçbir olumlu gelişme olmadığı gibi örgütü harekete geçirecek, bütün bu uygulamalara karşı duracak bir gelişme de yaşanmamıştır.
O zaman Türk Eczacılar Birliği?ndeki bu sessiz bekleyiş nedendir?